Haksız rekabet, bir kişi ya da kuruluşun ekonomik ve/veya ticari çıkarlarının zarara uğramasına ya da zarar tehlikesinin doğmasına sebep olan iyi niyet kurallarına aykırı hareket ya da yanıltıcı davranışlar bütünü olarak tanımlanabilir.
Bu kötüniyetli hareketler bazen suç oluşturan eylemlerle de işlenebilmektedir. Bu durumda hem haksız rekabete ilişkin yasakları ve hem de ticaret alanında rekabet kurallarını düzenleyen hukuk alanı olan Rekabet hukuku kurallarının yanında ceza kuralları da uygulama alanı bulabilmektedir.
Haksız rekabetle ilgili kurallar dizini 6102 sayılı Ticaret hukuku, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun ve başkaca mevzuat hükümleri içinde yer almaktadır.
Ticaret Kanunu, Madde 54 ve devamı hükümleri çerçevesinde yapılan düzenlemelere göre – Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya iyiniyet kurallarına aykırı hareketler ve diğer başkaca davranışlarla ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanılması olarak tanımlanır.
İyiniyet kurallarına aykırı hareketlerden bazıları da şu şekilde sıralanır :
1. Başkalarını veya onların mallarını, ürünlerini, faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek;
2. Başkasının ahlakı veya mali iktidarı hakkında gerçeklere aykırı bilgiler vermek;
3. Kendi şahsi durumu, malları, ürünleri , ticari faaliyeti veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgiler vermek veyahut; üçüncü şahıslar hakkında aynı şekilde hareket etmek suretiyle rakiplerine göre kendini daha üstün duruma getirmek;
4. Paye, şahadetname veya ödül almadığı halde bunlara sahibi imişcesine hareket ederek ayrıcalıklı bir yeteneğe sahip bulunduğu izlenimi uyandırmaya çalışmak veya buna uygun olan yanlış unvan yahut mesleki isimler kullanmak;
5. Başkasının mallarını, ürünlerini, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar oluşturmaya çalışmak veya buna yönelik tedbirlere başvurmak, özellikle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak;
6. Üçüncü şahısların işçilerine, vekillerine veya diğer yardımcılarına, onları görevlerini ihlale yöneltmek suretiyle kendisine veya başkasına menfaatler sağlamak amacıyla veya buna benzer menfaatleri sağlamaya elverişli olacak surette, hakkı olmayan menfaatler temin veya vadetmek;
7. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri kandırmak suretiyle, istihdam edenin veya müvekillerinin imalat veya ticaret sırlarını ifşa ettirmek veya ele ünü geçirmek;
8. İyiniyet kurallarına aykırı bir şekilde elde ettiği veya öğrendiği imalat veya ticaret sırlarından haksız yere faydalanmak veya onları başkalarına yaymak;
9. İyiniyetli kimseleri aldatabilecek surette gerçeğe aykırı hüsnühal ve iktidar şahadetnameleri vermek;
10. Rakipler hakkında da yürürlükte olan kanun, nizamname, mukavele yahut mesleki veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet etmemek.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7/2 maddesinde “marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir.” Hükmünü getirmiştir. Marka sahibi aşağıdaki önlemlerin alınmasını talep edebilmektir
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Marka tescilinden doğan hakların münhasıran marka sahibine ait olması nedeni ile aşağıdaki fiil ve davranışlar 6769 sayılı kanun çerçevesinde yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
Toplam 0 adet yorum.
Daha hiç yorum yapılmamış!
Bu blog için daha önce hiç yorum yapılmaış. İlk yorumu siz yapmak istemez misiniz?
Blog için Yorum yapabilirsin.